SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

EMARET BAHSİ

<< 1924 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

176 - (1924) حدثني أحمد بن عبدالرحمن بن وهب. حدثنا عمي عبدالله بن وهب. حدثنا عمرو بن الحارث. حدثني يزيد أبي حبيب. حدثني عبدالرحمن بن شماسة المهري. قال:

 كنت عند مسلمة بن مخلد، وعنده عبدالله بن عمرو بن العاص. فقال عبدالله: لا تقوم الساعة إلا على شرار الخلق. هم شر من أهل الجاهلية. لا يدعون الله بشيء إلا رده عليهم.

فبينما هم على ذلك أقبل عقبة بن عامر. فقال له مسلمة: يا عقبة! اسمع ما يقول عبدالله. فقال عقبة: هو أعلم. وأما أنا فسمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول (لا تزال عصابة من أمتي يقاتلون على أمر الله، قاهرين لعدوهم، لا يضرهم من خالفهم، حتى تأتيهم الساعة، وهم على ذلك). فقال عبدالله: أجل. ثم يبعث الله ريحا كريح المسك. مسها مس الحرير. فلا تترك نفسا في قلبه مثقال حبة من الإيمان إلا قبضته. ثم يبقى شرار الناس، عليهم تقوم الساعة.

 

{176}

Bana Ahmed b. Abdîrrahman b. Vehb rivayet etti. (Dediki); Bize amcam Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bize Amr b. Haris rivayet etti. (Dediki): Bana Yezid b. Ebî Habib rivayet etti. (Dediki): Bana Abdurrahman b. Şumaset'l-Mehri rivayet etti. (Dediki): Mesleme b. Muhalled'in yanındaydım. Abdullah b. Amr b, As da onun yanında idi. Abdullah şunu söyledi :

 

  Kıyamet ancak halkın kötüleri üzerine kopacaktır. Onlar cahiliyyet halkından daha kötüdürlr. Allah'dan bir şey isterlerse onu üzerlerine reddeder.

 

Onlar bu haldeyken Ukbe b. Âmir geldi. Mesleme ona :

 

  Ya Ukbe! Dinle Abdullah ne diyor. Dedi. Ukbe de :

 

  O daha iyi bilir. Amma ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i:

 

«Ümmetimden bîr cemaat düşmanlarını kahr ederek Allah'ın emri uğrunda çarpışmakta devam edeceklerdir. Onlara muhalefet edenler kendilerine bîr zarar veremiyecek. Nihayef onlar bu halde iken kıyamet kendilerine gelecektir» buyururken işittim, cevabını verdi. Bunun üzerine Abdullah şunu söyledi

 

  Evet, sonra Allah misk kokusu gibi bir koku gönderecek, teması ipeğin teması gibi olacak, ama kalbinde tane ağırlığı iman olan hiç bir kimseyi bırakmayıp öldürecek, Sonra insanların kötüleri kalacak, kıyamet onların üzerine kopacaktır.                         

 

İzah 1925 te